Hastaneden uzakta acil doktor yardımına "Doktorum 7/24 Yanımda" ile ulaşın. Randevu yok, melodiler dinleyip çağrı hattında beklemek de yok. İhtiyacınız olduğu her an direk arayın. Hastalık ve hasta takibini acil doktora bırakın. Web3 dijital cüzdanınızla şimşek hızında ödeyin. Dünyanın bir yerinde ve acil durumda kayıtlı olduğunuz doktora 7/24 görüntülü erişin. GoogleMeet & FaceTime ile online danışın. Sürenizi siz seçin. Coğrafi takip isteyin, 7/24 izleyelim. Doğada yada tehlikeli yerlerde resmi kurumlardan yardım ulaştıralım. Seçtiğiniz zaman aralığında sizden yanıt alamazsak 200 ülkede acil ihbar koduyla son uydu takip koordinatlarınızı uluslararası yardım merkezleri, konsolosluk ve yerel ekiplere bildirelim. Tatile, yolculuğa doktorunuzla çıkın. Gideceğiniz yere bizi de götürün. Acil durumda, sürgit hastalık yada hasta takibinde acil doktor güvenliğiniz olsun, sebepsiz hastane ziyareti ve bulaş tehlikesinden uzak tutsun. Bulunduğunuz herhangi bir ülkede telefonunuzu uluslararası dolaşıma açıp, dünyada ilk olan yeni kuşak web3 ödemeyle doktora şimşek hızında erişin. En gelişmiş ülkelerde seyahat sağlık sigortanızın hiç işe yaramadığını görün ülkemizdeki doktora 7/24 direk erişebilmenin güvenini, rahatını yaşayın. 20 yıl önce yine bir ilk olan e-posta yardımı ile yola çıkmıştık bugün "Gideceğin yere beni de götür" ile doktorlarımızı, özgürlüklerini sınırlamadan yanınıza getirdik. Özcesi, tatildeyken tatildeki doktordan yardım alın, sağlıklı kalın!
Kaynak: Doç.Dr.Hakan Değirmenci | Uluslararası Yayını-2022: Resarchgate
Sayın Hocamızın bu muhteşem çalışmasından kısa bir bölümü, nazik izniyle alıntılıyoruz!
Şiirlerinde çevre farkındalığını en sık gördüğümüz şairlerden birisi de Halil Soyuer (Ocak 1921-17 Ocak 2004)’dir. 1950’de yayımlanan ilk şiir kitabı olan Liman’dan itibaren, sonuncusu 2003’te yayımlanan Seninle’ye kadar yayımlanmış on altı şiir kitabının tamamında, onun bu yönünü görmek mümkündür.3 Atmış yılı aşkın bir zaman, sanat hayatının türlü cephelerinde yer alan Soyuer, öncelikle bir şair, bestekâr ve gazetecidir. Fıtrat olarak neşeli bir kişiliğe sahip olduğunu kendisi üzerine yapılan çalışmalardan öğrendiğimiz Soyer’in, şiirlerinde en çok öne çıkan tema “sevgi”dir. Bununla birlikte Soyuer “gelenekten beslenen yenilikçi bir şair”dir. Daha çok halk edebiyatı geleneğinden beslenen şair, çoğu şiirini hece vezni ile kaleme almış, divan şairlerinden tesirle yazdığı az sayıda şiirinde ise aruzu kullanmıştır. Şiirlerine bizzat Yunus Emre, Karacaoğlan, Emrah gibi isimler de koyan Soyuer, bu şairlerin büyük tesiri altında kalmıştır.5 Hatta son doğan evladına Emrah ismini vermesini sözünü ettiğimiz tesire bağlayabiliriz. Nitekim kendisiyle yapılan bir söyleşide anlattıkları bu tespitimizi güçlendirmektedir:
“Çocukluğumda Havran Pazarı’na, Darendeli seyyar kitapçılar gelir, kitap sergilerlerdi. Bu kitapları her cuma günü dört gözle beklerdim Ben Karacaoğlan ile Emrah ile Dertli, Seyrânî, Sümmânî, Âşık Kerem ile bu kitapçıların sergilerinde tanıştım. Oğlum dünyaya geldiğinde adını Emrah koydum, 1954 yılında. Şimdilerde bile Emrah adında delikanlıları ve çocukları görünce pek çok sevinirim. Halk edebiyatımızın kütüğüne kayıtlı pek çok halk ozanını usanmadan okudum… Yazdığım koşma tarzındaki şiirlerle, o yüce tükenmez kaynaktan bir damlacık olabildiysem ne mutlu bana…” (Güler, 1989: 7)
Tabiatıyla Halil Soyuer şiirinde doğa sevgisi Karacaoğlan, Emrah ve Aşık Veysel’den gelen bir tesirle oluşmuştur. Bu tesir, gelenekseldir. Ondaki hayata, olaylara, çevreye ve tabiata iyimser bir gözle bakan bu anlayışın, elbette Batılı kuramlarla hiçbir bağlantısı düşünülemez. Onunkisi bir tür sevk-i tabiidir. Fakat bu durum onun şiirlerini çevreci eleştiri çerçevesinde değerlendirmemize engel değildir. Elçin (1993: 7) “İnsan zekâ ve muhayyilesinin ilk ilham kaynağı, ilk kudret membalarından biri tabiattır.” der. Balıkesir’in Havran ilçesinde dünyaya gelen ve çocukluğu “yeşil zeytin ağaçları arasında geçen” (Çolak, 1950: 7) şair için bu ilham elbette güçlü olmuştur. Güneyinde Burhaniye, batısında Edremit’in, kuzeyinde Kaz Dağlarının bulunduğu Havran için, Ceylan (2000: 12) “yeryüzünün en nadide körfezlerinden biri olan Edremit Körfezi’ne oldukça yakın, mükemmel bir cennet köşesi” olarak tanımlar. Bunlara ilçeye adını veren Havran Çayını, çevresindeki diğer küçük tepelerin eteklerinde boydan boya uzanan kır çiçeklerini, üzüm bağlarını, incir ve zeytin ağaçlarını da ilave ettiğimizde, hem şairin şiirlerine de yansıyan neşeli ruh hâlinin hem de ondaki tabiat sevgisinin temellerini anlamak zor olmayacaktır. 1933’de parasız yatılı sınavlarını kazanarak Edremit Ortaokulu’nda başladığı yurt hayatı, aynı yıl Balıkesir Lisesi orta kısmına yatay geçiş yapmasıyla şehir merkezine taşınmış ve Soyuer, liseyi bitirdiği yıl olan 1940’a kadar Havran’dan uzakta, Balıkesir’de kalmıştır. Ulaşım ve iletişimin günümüze göre çok daha zor koşullarda gerçekleştiği bu yıllar, Soyuer’in çocuk kalbine bir gurbet sızısı düşürmeye yetmiş olmalıdır. Deveci’ye göre genç şair bu dönemde “evinden ve doğduğu yerlerin güzelliklerinden ayrı kalmanın özlemi ile şiirlerinde gurbetin izini” (2018) sürmüştür. Halil Soyuer’in şiir hayatının birinci evresi bu coğrafyada geçmiştir. 1921’de dünyaya gelen şair, 1944 yılında Ankara’ya yerleşene kadar aradaki yirmi üç seneyi memleketinde geçirmiştir. Dolayısıyla şairin Dersin şiirindeki;
Gideceğin yere beni de götür
Sorana derdimin dermanı dersin
Götür de istersen yerlere yatır
Elinde gönlünün fermanı dersin
mısralarında oluşan yakınma, bir bakıma ondaki tabiat sevgisini oluşturan, çok sevdiği ata topraklarından (Kaz Dağlarından) ayrılmanın getirdiği üzüntü hâlinin yansımasıdır. Devamı için >>
........Yakın dostu Cemal Yeşil’e adadığı ve tamamen çevre duyarlılığını işlediği şiir, âdeta yeşile serenattır. Bu mısralarda yeşile “bir tablo seyreder gibi” bakan ve o şekilde mest olan bir şair değil, bilakis yeşilin içinde olan, yeşilin bir parçası olan bir şair vardır. Dolayısıyla diğer doğa şiirlerinde olduğu gibi burada da “içeriden bir bakış” egemendir. İlerleyen mısralarda “baharın seccadesi yeşillerden örülü” derken, mevzuyu mistik düzlemlere kadar götüren şair, muradını son dörtlükte açığa çıkarır:
Ölürsem mezarıma yeşil bir dal eğilsin
Gelenler mezarımı ancak bu daldan bilsin
Yazılsın da taşıma yeşile aşık diye
İstemem ne fatiha ne dua ne mersiye (s. 673)
Mezar taşına “yeşile âşık” notunu düşürtecek kadar gönlü tabiat sevgisi ile dolu olan şairin bu noktadan sonra bir duaya veya ağıda ihtiyacı yoktur. Bu şekilde bir vasiyetin yerine getirilmesi, şairin ruhunu şâd etmeye yetecektir.
Doç.Dr.Hakan Değirmenci | Yayın-2022 Halil Soyuer >>Biyografi
"Canlıya ve doğaya adanmış her emek ebedi olacaktır - AcilDoktor"
Bu mısralara can veren sayın İbrahim Özoral'ın bestesini elbette ki sayın Emel Sayın'ın sesinden dinlemeliyiz 🎶
YASAL UYARI: https://www.acildoktor.com adresinden yayınlanır sosyal medya hesabı yoktur. Kopya site dolandırıcılığına karşı internet tarayıcınızda doğru adreste bulunduğunuzu kontrol ediniz. Doktorunuzla yapacağınız online yada telefon görüşmesi asla fizik muayene ve tedavi yerine geçmez. Görüşme telefon operatörleri ve internet sağlayıcınız aracılığıyla kişisel telefonunuzdan gerçekleştireceğiniz özel görüşmedir, bu web adresinden bağımsızdır. Görüşmenin gizliliği, kişisel verileriniz, mahremiyetiniz doktorunuz ve internet hizmet sağlayıcının sorumluluğundadır. Bu web adresi sağlık hizmeti veren ticari bir kurum değildir, fiziki adresi yoktur, fiziki ödeme almaz, sağlığın propagandasını yapmaz, tanı ve tedavi düzenleyerek doktor yada kurum tanıtmaz yada yönlendirmez. Hasta ile doktor arasında taraf olamaz. Amacı Türkiye Cumhuriyeti yasalarınca sağlık hizmeti vermeye yetkin doktorlara hızlı erişim sağlamaktan ibarettir. Bu amaç için doktor tanıtımı yapmaz, etik kurallara aykırı hareket etmez. Kişisel veri toplayıp kayıt tutmaz, üyelik yaptırmaz. Bu tür arayüze de sahip değildir. Doktorların T.C Sağlık Bakanlığı tarafından tababeti icraya yetkili, bakanlıkta kayıtlı ve mesleki yetkinliğinin onaylı olduğunu bu web adresi size garanti eder. Özel, tüzel, kamu olmak üzere hiçbir sağlık kuruluşu ve sigorta sistemiyle bağlantısı yoktur. Acil durumlar için bu web adresi doktora kolay erişim sağlamış olsa dahi önerilmez. Beklemeye tahammülün olmadığı her acil durum, kaza ve yaralanmalarda kamuya ait acil birimlerden zaman kaybetmeden yardım isteyiniz! Web sitesi üzerinde doktorlara fiziki yada sanal hiçbir ödeme yapmıyor, fizik muayene olmuyorsunuz. Telefonla görüşerek karşılıksız yardım ve önerilerini alıyorsunuz. Yerine getirme iradesi ve doğacak sorumluluk tamamen size ait olacaktır. Bu nedenle hiçbir mesleki uygulama sorumluluklarının olmadığını, ödeme yapmadığınız için mali hak talebinde bulunamayacağınızı bilerek işlem yapıyorsunuz. Doktora yada web sitesine gerçek fiyat para ödeyerek hizmet almadığınızı bilerek işlem yapıyorsunuz. Doktorlara erişim sağlama karşılığında web arayüzüne gönderdiğiniz fiziki olmayan sanal rakamların (jetonların) mali mesuliyetinin olmadığını, iadesinin, takasının olamayacağını ve hak talebinde bulunamayacağınızı da peşinen kabul edip, onaylıyorsunuz. Bu uyarıya rağmen doğacak tüm yasal ve hukuki sorumluluğu kabul etmiyorsanız bu web adresini terk edip işlem yapmayınız!
Fotoğraflar: Kırklareli-Muğla